Dilek ağacı değil çöp

Katı atık depolama alanlarıyla ilgili sıkıntılar hala giderilebilmiş değil, bunu yerel yönetimlerin katı atık depolama alanlarıyla ilgili altyapı tesislerinden yoksun oluşundan anlıyoruz. Öyle ki, tesis yokluğundan işin kolay yönüne kaçan yerel yönetimler, hala gözlerden ırak yerlerden şehir çöplerini akarsulara bırakarak gidermeye çalışırken, çevre duyarlılığının göz ardı edildiği, nehir kenarlarındaki fundalıklarda dilek ağaçlarını aratmayacak görüntülerle anlıyoruz.
Yurdun çeşitli yörelerinde de sık sık karşılaştığımız çevre sorunları, ne yazık ki Karadeniz bölgesi’ndeki akarsular boylarında da karşımıza çıkıyor. Artvin den geçen Çoruh nehri boyunca fundalıklarda karşımıza çıkan çirkin görüntüler, adeta bir dilek ağacını anımsatıyor. Her çeşit çer çöp, fundalıklarda renga renk görüntüler oluştururken, çevre konusunda hala yeterli duyarlılığın gösterilmediğini de ortaya koyuyor. Avrupa Birliği müzakerelerinde en zor geçecek denilen başlıklar arasında çevre ve geri dönüşüm proğramının olacağı ifade ediliyor. 

 

Avrupa’nın en önemli uygulamalardan birisi, insan ve hayvan sağlığının, çevrenin ve doğal kaynakların korunmasına çok büyük katkıları olan “çöplerin geri dönüşüm / kazanım” programlarıdır. Bireylerin çevre bilincinin yükselmesiyle aşılabilecek kirlilikte en önemli görev, kuşkusuz yerel yönetimlere düşüyor.

 

Bilinçsizce sürekli akarsulara bırakılan şehir çöpleri, maliyetsiz bir yok ediş gibi gözükse de nehir boylarındaki fundalıklarda karşımıza birer katı atık olarak çıkıyor olmaları, hala yeterince çevre bilincinin oluşmadığının sergilenmesi olarak dikkat çekiyor. Karadeniz Bölgesi’nde yerel yönetimlerin katı atık depolama veya geri dönüşüm projelerinden yoksun oluşu, hemen her akarsu boyunda aynı çirkin manzaraların yaşanmasına yol açıyor.

 

Avrupa Birliğine Katılım Müzakereleri Tarama Süreci’nde 27. madde olarak yer alan ve 3-11 Nisan 2006 tarihleri arasında tartışılacak olan çevre konusunda Türkiye, bu tür görüntüleri aşmadıktan sonra bir hayli sıkıntı çekeceğe benziyor. Avrupa Çevre Fonu’ndan da alınacak katkılarla yerel yönetimler arası işbirliği ile genel anlamda alınacak önlemler sayesindeki ortak bilinçle, sadece bölgesel anlamda değil belki ülke genelindeki bir çok aksayan çevre duyarsızlığının da önüne geçilmiş olacak. Ancak bu çerçevede bireylerin de yaşadıkları yörelerden başlayarak çevre duyarlılığı konusunda gösterecekleri duyarlılık, ülkemizin çevresel sorunları aşmada en büyük faktörlerden biri olacak. 

Nehir boylarında çalılıklara takılarak kirlilik …….…………yazının devamı için tıklayınız

Yorum bırakın