Yayla yolları rallileri aratmıyor

Kimi küresel ısınmaya verse de Karadeniz Bölgesi’nde var olan aşırı nem yüzünden zaten insan çalışmadan da terler. Denize girseniz de faydası olmaz, denizden çıktığınız anda giysileriniz yapış yapış olur ve bunalırsınız. 
Nefes almakta zorlanırsınız yaz mevsiminde. Bunun için bir çok kemençe türküsünde “benim ilacım yayla” diye feveranlar bile vardır. Hal böyle olunca da hafta sonu gelince aracına binen tutar yayla yolunu. Ama bu sadece gezmeyi bilenler için böyledir. Kimileri de hava ne kadar rutubetli olursa olsun, yaylalara gitmeyi ya akıl edemez veya buna fırsatı olmaz veya imkanı da denebilir.
Normalde araçların olmadığı dönemlerde 2 veya 3 gün yürüyüşle gidilebilen yollar, şimdiler de hem yolların bakım ve onarımının daha sık yapılıyor olması, son model araçlarla bile yaylalara günübirlik çıkıp inme fırsatını veriyor. Bu nedenle olacak sadece yaylalarda kalanların değil sahillerden de yayla şenliklerine akın ediliyor.
Araklı’da Balahor yaylası şenliğini Araklılı “çebiler şenliği”ne dönüştürseler de aracını alan çıkmış bu şenliklere. Araklı ile Balahor yaylası arasındaki zaman zaman çiselerle ıslanmış yolda, kimi zaman da toz bulutları oluşturarak hınca hınç dolmuş araçlarla Karadeniz insanı yayla şenliklerine taşınıyor.
Kimilerine göre kamyonların üzerinde veya kamyonetlerin üzerinde seyahat edilmesi sakıncalı ve tehlikeli bulunsa da bu görüntüler yayla yollarında pek de yadırganmaz. Çünkü, geçmişte de zaten bu kültür, araçların yeni yeni yollara girdiği dönemlerde de kamyonlar köç taşırken aynen bugünkü gibi her yanından salkım saçak insanlar sarkarak yaylalara ulaşım sağlardı. Hem günümüz de yaylalara öylesine talep oluyor ki, insanlar binecek araç sıkıntısı bile yaşayabiliyor. Bu nedenle de kamyon kasalarından sarkan insanlar, genellikle kendine son derece güvenen gençlerden oluşuyor.
Araçların içinde olanlar belki şarkı veya türküyü sadece otolardaki cihazlardan dinleyerek yolculuklarının tadını çıkarırken araçların üzerindekiler, şarkı veya türküleri kendileri çağırır üstelik çevrenin rahatsızlığı gibi bir tepkiyle de karşılaşmadan belki sevdalarını dillendirir, coşkularını dağlarda yaşar, bundan mutluluk elde ederler. Belki de bir sevdiği var ve sevdiğine olan aşkını bu yayla yolarlında ilk kez dünyaya haykırır gençler. “yayla yolları taşli , geliyor güzel başli, ne oldi sana yavrim, dayman gözlerun yaşlı” vs. gibi.
Düşünsenize kentlerde yaşayan ama içinden geldiği gibi bağırıp yüksek sesle şarkı söylemek isteyen insanların böyle bir özgürlüğü var mı? Bunu yaparsanız çevre tepkisi anında sizi bastırır, içinize ittirir ve de susarsınız. Deşarj olmak isteseniz de buna imkan bulamazsınız ama ya yayla yolları.. İşte yayla yolları tamda bu boşalımın veya ses tellerini açmanın veya belki horonlara yolda hazırlığın bir ön antremanı sayılır.
Yayla yolları bu anlamda özgürce sizi kucaklar ve sesinizin güzelliğine bakılmaksızın da söylediğiniz şarkı da türkü de yollar boyunca yerini bulur. Yanınızda varsa birileri, zaten sizinle ya birlikte şarkıya eşlik eder veya siz bitirince o başlar söyleme, bu bir ahenk içinde yolculuğunuzun sonuna varıncaya kadar sürer tabi sesiniz kısılmazsa.
Aracı kulanan her kim olursa olsun zaten yayla yollarında yavaşca yol alır ve üzerinde taşıdığı insanların sorumluluğunun bilincindedir. Ama tüm bunlara rağmez zaman zaman olumsuzluklar olmaz değil elbette kazalar olabilir ve bunlarda da aracın üzerinde ya da içinde olunmasının tehlike boyutu olarak birbirinden pek farkı olmaz hatta böyle yollarda araçlar zaten ağır seyrettiği için aracın üzerinde bulunanlar her hangi bir tehlike anında da kendilerini rahatlıkla kurtarabilirler. Bunları yazarken bir özendirme değil ama bu tarz görüntüleri yadırgayanların olaya farklı şekilde bakabilmesini sağlamak için anlatıyorum. Bunları biz yaşadık, yaşıyoruz. Ama bu tarz yolculuklar, aşırı süratlerin yapıldığı devlet karayollarında elbette mazur görülemez. Ama Yayla yollarımız bu tarz seyahatlere yer yer izin verir.
Fotoğrafları, yapım çalışmaları yıllardır devam eden ve ne hikmetse bir türlü de bitirilemeye…………….yazının devamı için tıklayın

Yorum bırakın