Ovit’in arka yaylaları

 

Karadeniz bölgesi, yaylaları ile ünlü bir bölgemiz. Karadeniz sıra dağları,
denize paraleldir. Rize ile Erzurum arasındaki en yüksek geçit de şimdiler
de uzunluğu 15 kilometreyi bulan bir tünel inşaatının geceli – gündüzlü
sürdürüldüğü 2 bin 640 rakımlı Ovit dağının arka yakasındaki Boğazlıyan
yaylasına çıktık. Geziye çıkarken aklımızdan bile geçmemiş bir yolculuk
oldu. Erzurum’un Pazaryolu ilçesinde buluştuğumuz Şehitlik köyü muhtarı Ali
Gürcü, kendi aracıyla önümüze geçti ve “Beni takip edin” dedi. Biz de onun
dediğini yapıp, ardından izini sürdük. Evlerinin üzeri dik saclarla
kaplamalı köylerden geçip, en son Büyükdere köyünün dağa bakan kısmındaki
derenin kenarın da araçları park edince yanımıza gelen  Muhtar Ali Gürcü,
“Yaylaya çıkmak için biraz yürümemiz gerekecek, şimdiden kusura bakmayın”
dediğinde “yoo, ne kusuru, rica ederiz” demekli olduk, indik araçlarımızdan.


Buyukdere koyunun cikisında araclar park edildi
Bir at var, eşyaların yüklendiği bir de araçlardan boşalan bazı eşyalar bir
yerde toplanıyor. Anlamaya çalışıyorum sadece, neler oluyor diye çok
geçmeden “siz yürüyün, ben de gelirim birazdan” diyor Muhtar Ali. Birlikte
yaya olarak yola koyulduğumuz ama isimlerini bile bilmediğimiz arkadaşlara
“ne oluyor?” diye soruyorum. Birisi cevap veriyor, “Biz yürüyeceğiz, muhtar
da yayladan çağırdığı eşeği yükleyip gelecek, eşek gelmek üzereymiş, biz
gidelim, yetişir onlar bizi” diyor. Yukarıya doğru bakıyorum, yüksek dağlar
ve tepelerden başka bir şey görmüyorum. Meğer, araçla gidilebilen yolun
sonundaymışız ve buradan yaylaya da yürüme çıkacağız. Eşyaların at ve eşekle
taşınıyor olmasını, dik ve yamaç patika yolları görünce daha iyi
anlayabiliyorum. İlk başlar da temiz hava ve hafifçe esen rüzgar sayesinde
bunalmadan yol alıyoruz. Fakat biz yürüdükçe patika yol, uzadıkça uzamaya
başlıyor. Nereye, ne kadar zaman yürüyeceğiz bilmiyoruz, tabi soruyoruz ama
“şu tepeyi dönünce…” diye başlıyorlar söze, o tepeye varıncaya kadar sabırla
yürüyoruz. Ama  “O Tepe”ler hiç bitmiyor, dağlarda tepelerden çok ne var!
Gittiğimiz patika yollar da yol demeye bin şahit ister zaten, At ve
Eşek’lerle diğer hayvanların her birinin kafasına göre  projelendirdiği ve
ardından da insanların ayaklarını düzgün basabildikleri birden çok izi olan
taşlı yollar. Siz de o hayvanların açtığı yollar arasında seçim yapıp,
adımlıyorsunuz bitmeyen yayla yolunu!


eşek, yuku ile bizi yolda  gecti
Yanımız da yüklenen At, önündeki sahibi ile bir süre bizimle birlikte yol
aldı, sonra Yayladan gelen eşekle geçiştiler, bir traktör köprüsünü
geçtikten sonra yağmur başladı. O at sahibi, atının sırtına binip, tepelerin
ardından kayboldu. Sürekli zig zaglar çizerek biz yükselirken, Muhtar da
eşyaları yüklediği…………..…yazının
tamamını okumak için tıklayınız